2 Ekim 2006 Pazartesi

Fes+Nargile+Dansöz+Türk Kahvesi ≠ Türkiye !!!

bugün, dostlarımla oradan burdan söz ederken herkesin ortak tespit ve şikayet ettiği bir şey oldu: yabancılar Türkiye'yi olduğundan daha oryantal, olduğundan daha bir otantik görmek için çabalıyorlar. Türkiye olarak modern dünyanın sahip olduğu şeylere sahip olduğumuzu gördüklerinde onlara şaşırtıcı geliyor ne acı ki... Bu durumun nedeni de sadece deve resimli sigara paketlerinde türk tütünü kullanılması değil bence... Milletçe çok büyük heyecan ve coşkuyla izlediğimiz, kendimizi tanıttığımızı varsaydığımız- ki o da tartışılır, tanıdığım çoğu avrupalının eurovision'u izlemiyor oluşu bendeki şüpheyi uyandıran- eurovision için her sene illâ ki göbek dansı içeren bir şarkı göndermemizden, ülkemize -istanbul'a aslında- ziyarete gelen turistlere Sultanahmet'te fes satmaya çalışmamızdan, Türkiye'yi onlara dansöz- kahve-nargile- boğaz olarak tanıtma çabamızdan, gelenlerin beklentisi de düşüyor, ağızlarına bir parmak osmanlı balı çalınıp geri döndüklerinde onlar da bizler de naylon gerçekliği kimin yarattığını düşünmeden devam ediyoruz yaşamlarımıza...
Geçtiğimiz günlerden birinde, bir Kanadalı tanıdığımı Bağdat Caddesi'ne götürdüğümde, Türkiye'de böyle bir yer olabileceğinin aklına gelmediğini , İstanbul'a gelirken çoğu yerin daha yıkık ve bakımsız olacağını beklediğini, ancak İstanbul'un beklediğinden çok daha temiz, güvenli, hattâ belki hayatında bulunduğu en güvenli şehri bulduğunu söyledi. Bu sözler aslında iltifat değil, bir yerde yüze çarpan tokat aslında. İstanbul'u , Türkiye'yi dansöz göbeği, kahve fincanı , nargile marpucu , Fas'ın fesi gibi nesnelerle tanıtmak ne kadar doğru tartışılmalı. Sahip olduğumuz onca modern değer varken bunları "farklı" olduğumuzu öne sürerek ticarileştirip ülkeyi olduğundan daha "Arap" göstermek ne kadar doğru acaba? Fesimizi önümüze koyup düşünmenin zamanı geldi de geçiyor bile...

Hiç yorum yok: