17 Ekim 2010 Pazar

iphone ve GENPA


uzun zamandır yazacağım unutuyorum,

iphone 3GS 16GB modeli bir telefon aldım şubat ayında, olay şu, cihazın ve ilginç teknoloji devi apple'ın yarattığı çepeçevre ekosistemi o kadar kullanışlı ve dost canlısı ki alet çok kısa sürede her kullanıcısı gibi benim de bir organım haline geldi neredeyse. cyborg gibi hissediyorum artık kendimi. Dünya üzerinde nerede olduğumu bildiğim bir GPS'im, dünyanın neresinde olursa olsun anında ücretsiz haberleşebildiğim yakın arkadaşlarım ve kardeşim, ne bileyim 260 binden fazla uygulama yükleyebilme olasılığı olan dev bir dünyaya sahibim neredeyse. Bir zamanlar Microsoft "Nereye gitmek isterseniz oraya" derdi, sanırım artık iPhone bunu yapıyor işte... Ne olmasını istersem ona dönüşen, kapandığında kalebodur olan bir cihaz işte. Adamlar az da para istemediler bunun için, bir şekilde alındı edildi, sevilerek kullanılıyor anlayacağınız...
Ekim ayının başıydı sanırım, benim şansım o ya, kullandığım adaptörden bir yanık kokusu geldi, sonra ekrana baktığımda yatay siyah çizgiler ekranda kayıyordu!
Cihazı hiçbir şekilde tekrar açamadım, kurtaramadım. Herhalde gitti dedim, Turkcell'den aldığım data pakedi ise henüz 10 ay daha devam edecek! İçime oturdu resmen. Panik yapmadım, Hasanpaşa'daki GenPa 'yagötürdüm işe giderken ertesi sabah, durumu anlattım, verdim cihazı.
Beklemeye başlarken en korktuğum şey "kullanıcı hatası beyefendi 1000TL ücreti var" gibi bir telefon almaktı Genpa çağrı merkezindeki bilmemnehanımdan. 2 Gün sonra telefonumun durumunu takip ediyorum tabii , bir de bakarsınız ki Genpa telefonumu değiştirmeye kararvermiş! Resmen bir organımı geri kazanmış gibi oldum! Hiç sorunsuz, hiç problemsiz, sorgu sualsiz cihazı tamamen sıfırı ile değiştirdiler. Yepyeni iPhone'umu elime aldığımda nasıl sevinçliydim anlatamam. Diyeceğim o ki, bazı forumlarda vs. Genpa çok suçlanarakbir çok şey yazılıyor, tabii ki yazılır, problemli şeyler duyurulması en kolay şeylerdir, ancak Genpa hiç problem yaratmadan, gerçekten garanti kapsamında olan bir sorunu çözerken benim açımdan hiç sorun çıkartmadı, Avrupa ve Amerika'da gördüğümüz müşteri ilişkileri seviyesinden tek kademe inmedi. İyi ki iphone'umu Amerika'dan/ Avrupa'dan daha ucuza olsun diyerek getirtmemiş, garanti kapsamında buradan almışım. Buradan okuyorlarsa Genpa'daki sorumlulara teşekkür ve tebriklerimi iletirim... Kullanıcılar için de diyeceğim odur ki probleminizi anlatın, her zaman da forumlarda yazıldığı kadar kötü sonuçlanmayabiliyor servis süreci, o gerginliği daha azaltabilir belki yazdıklarım... Bilmiyorum ama genpa beni mutlu müşteriye çevirdi bir anda...

30 Haziran 2010 Çarşamba

Bir ölçek medeniyet : asansör




Her şeyin kullanımında çok basit kurallar var aslında. Medenî olmanın getirdiği şey tabi, dikkat etmek lâzım. Bir yukarı bir aşağı tıkır tıkır çalışan bir alışveriş merkezi asansöründe de bu çok temel kurallardan nasiplenme yüzdesi çok düşük çıktı, aktarayım ;

  1. Asansör geldiğinde boş olmayabileceği için kapı henüz açılmakta iken içeri yönlü hamle yapılmaz, inen olabilir, çocuk arabalı insan olabilir, izin vermek gerekir diye bir adım açıkta durup kapının tam açılmasını beklemeli, dükkânlar kaçmıyor sonuçta.
  2. Bindiğinizde, çoğu alışveriş merkezinde birçok giriş olduğu için 0. kat bir kabulden ibaret olabildiğinden bir bakmak lazım kaçıncı kat burası diye. 2 kısa yolculukta da yanlış kat olduğunu düşünüp aradaki farkı hesaplayarak yanlış düğmeye basan kişiler oldu.
  3. Gideceğin yöne oka basarak asansörü çağırmak gerek, yoksa aşağı yöne giden asansöre binip en üst kat için düğmeye basarsan zaten dolu asansörde en dışarıda sen kalırsın, tüm ineceklere yol vermen gerekir, hem de en alttan en üste kadar asansörü senin gibi yanlış çağıran insanlar yüzünden bin kere dura kalka dakikalarını harcarsın cam kabinde.

Buna benzer birkaç kural asansörün yatayı olan metroda da geçerli tabii, onlara girmeyeceğim, zira çok sıkıntılı konu Türk insanının metro ile imtihanı...

29 Haziran 2010 Salı

Otobüse koşma


Otobüs durağına bile koşarak gitmeye çalışan insanlardan olmamak lazım, sakin olmak, gideceği varsa gitsin demek lazım gibi. Beklediğiniz otobüs olduğunu sandığı aracın, aslında uzaktan bakıp da miyop gözlerle tabelasını okuyamadığı bambaşka bir araç olduğunu farketmiş, terleme öncesi yüksek sıcaklığa ulaşmış insan olma olasılığı bence otobüsü kaçirabilme olasılığından daha büyük. O yüzden durağa koşarak gitmem, aynı metrobusten indiğim insanlar yanımdan koşarak geçerken kendimi akıntıya ragmen yavaş yürümeye ikna. Öneririm, çok bişey kaybetmiyorsunuz...